Aykut FİLİZ

Türkiye ve Afrika ülkelerinin siyasi ilişkileri ne yolda ilerlemekte?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünya, 21.yy’ın ilk yarısında askeri ve siyasi açıdan bir değişime uğramaya başladı. Fransa’nın artık Afrika kıtasındaki etkisini kaybetmeye başlaması ile eski kıtadaki ülkelerin ikili siyasi ilişkilerde artık Türkiye ve Çin’e karşı olumlu yaklaşımları, kıtadaki Nijerya ve Senegal gibi kıtanın büyük ekonomilerine sahip ülkelerin de ön plana çıkmalarını sağlıyor. Türkiye’nin bu kıtaya yabancı olmadığını biliyoruz. Yavuz Sultan Selim döneminden itibaren, Mısır topraklarında yaşayan halkın yüzyıllar boyu dostça ve barışçıl bir ortamda yaşamaları sebebiyle bugün Türkiye’ye karşı olumlu bir hava görmekteyiz. Daha sonrasında Cezayir ve Tunus’un da Osmanlı Devleti’nin bir parçası olması ile birlikte çok uzun yıllar o topraklarda adaletin ve huzurun havası esmekteydi. Bu topraklar bizlere yabancı değil. Geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Afrika kıtasında bir protestoya uğramıştı. Mali, Burkina Faso ve Nijer gibi eski Fransa sömürgesi olan ülkelerde artık Fransa’ya karşı büyük bir protesto var ve Macron da bu durumun kendi ülkesinin çıkarlarına uymadığını dile getirmekten kaçınmıyor. Bunun sebebini de Türkiye ve Çin’in Afrika’da uyguladığı politikalara bağlayarak ülkesinin bu topraklardaki etkisinin azalmasını bir nevi ülkesinin başarısızlığı değil başka ülkelerin onlara destek çıkmamasına bağlıyor.

  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile görüşmeleri iki ülke arasında olumlu havanın süreceğinin en büyük kanıtı niteliğinde. Akdeniz’e kıyısı olan iki ülkenin burada yapacakları bir anlaşma, batının bu bölgedeki söz sahipliğini daha da daraltacaktır. Türkiye,bölge ülkeleri ile siyasi ilişkilerini barışçıl bir süreçte sürdürmeye devam ediyor ve bu da Türkiye’nin bölgede çok büyük kazançlar elde etmesini sağlıyor. Akdeniz’de, geçtiğimiz zamanlarda Türkiye’nin bir kıyı şeridine hapsolmasını ve Akdeniz’de etkisinin daralmasını hedefleyen projelerin ve haritaların önce ABD’nin çekilmesi ile ve ardından Avrupa Birliği ülkelerinin de bu projelerden vazgeçmesi ile tüm planlar etkisiz hale gelmişti. Bunun üzerine Yunanistan’da Mısır ve diğer Akdeniz’e kıyısı olan ülkeleri etkilemek için bir takım ziyaretler düzenlemek istemişti fakat hiçbir ülkeden yüz bulamadıkları için bir birplanları etkisiz hale gelmişti. Türkiye, Mısır ile gelişen siyasi ilişkileriyle, bölgedeki en büyük siyasi aktör olduğunu kanıtlayarak bu bölgede Türkiye’nin altında imzası olmadığı hiçbir projenin gerçekleşemeyeceğini göstermiş oldu.

  Bölgedeki diğer bir ülke olan Libya ise Türkiye ile yaptığı anlaşma ile Akdeniz’de hem kazanmış hem de Türkiye’ye büyük kazançlar sağlamıştır. Batı, bu anlaşma sonrası Libya’ya karşı olan sert tutumunu bir şekilde belli etmeye çalışmıştı fakat sert duruşun Libya’yı bu yoldan döndürmeyeceğinin farkına varmış haldeler. 

  Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, geçtiğimiz günlerde Libya’nın başkenti Trablus’ta, Libya Dışişleri Bakanı Necla Manguş’u yok sayarak uçaktan inmeyi reddedip açıklama yapmaksızın havaalanından ayrılması iki ülke arasında krize neden olmuştu. Ardından hafterin sözde başkenti Bingazikentine geçerek orada bir takım görüşmeler gerçekleştirmişti ve bu da Libya devleti ile büyük bir skandala sebep olmuştu. Yunanistan, Akdeniz’de Türkiye’ye karşı olan sert tutumunu kendilerini kötü bir yola soktuğunun farkına vara vara bölge ülkelerine de empoze etmeyi çabalamaktalar fakat bölge ülkeleri karşısında bu tutumları tamamen bir boş çabadan başka bir şey değil.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir