Doç. Dr. Derya Ünlü, fosil yakıtların aşırı kullanımı sonucu çevre problemlerindeki artışın alternatif enerji kaynaklarına ilgiyi artırdığını söyledi.
Enerji üretiminin büyük bir kısmını hidroelektrik santrallerinden sağlayan Türkiye’de Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında toplam enerji üretiminin yüzde 40’ının yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmesi planlanıyor. Sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji türlerinden biri olan biyoyakıtlar da önemli bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.
Konu üzerinde çalışma yapan Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Ünlü’nün yürütücülüğünü yaptığı, “Furfuraldan Gama-Valerolaktonun Tek Adımda Sentezi İçin Yeni Hibrit Proses: Pervaporasyon Membran Reaktör” başlıklı proje de TÜBİTAK desteği almaya hak kazandı.
Proje kapsamında doğrudan yeşil solvent, sıvı yakıt ve benzin için katkı maddesi olarak kullanılabilen ve yeşil yakıtlardan biyo polimerlere kadar geniş bir biyo ürün koleksiyonuna dönüştürülebilen, ılımlı proses koşullarında, kısa sürede, yüksek verim ve yüksek saflıkta tek bir proses ile membran reaktörde gama-valerolakton elde edilmesini amaçladıklarını aktaran proje yürütücüsü Doç. Dr. Derya Ünlü, “Hızla artan küresel nüfusun taleplerini karşılamak için fosil yakıta dayalı kaynaklardan yenilenebilir alternatiflere geçiş, sürdürülebilir endüstriyel kalkınmanın karşı karşıya olduğu önemli bir zorunluluk. Karbondioksit emisyonunun iklim değişikliği üzerindeki olumsuz etkileri, enerji güvenliği ve öngörülemeyen petrol fiyatlandırmalarına ilişkin endişeler de fosil kaynaklara olan toplumsal bağlılığı azaltma ihtiyacını beraberinde getirdi. Buna bağlı olarak yeşil ve sürdürülebilir kimyasallar, malzemeler ve enerji tedarik sistemleri oluşturmak için önemli çalışmalar yürütülmekte. Çevre dostu olması sebebiyle biyo kütlenin hammadde kimyasallarına ve değerli biyo yakıtlara dönüştürülmesi son yıllarda yoğun ilgi gören hususlardan biri. Tüm bu ürünler, günümüz petrol rafinerilerine benzer şekilde, biyo rafineri konsepti altında entegre bir süreçte üretilebilir ve böylece biyolojik türevli proseslerin ekonomik uygulanabilirliği arttırılabilir” dedi.
Sektörün dünya üretim ve ihracatındaki payının arttırılmasının asıl gaye olduğunu dile getiren Ünlü, “Kimya sektöründe katma değeri yüksek, sürdürülebilir, çevre dostu ve rekabetçi ürünlerin üretilebildiği, ülkemizin ithalat bağımlılığının azaltılması, çevre ve doğal kaynakların korunması, kalitesinin iyileştirilmesi, her alanda çevre ve iklim dostu uygulamaların gerçekleştirilmesi 11. kalkınma planında karşımıza çıkan öncelikli konular arasında. Proje temelinde ele alınan yakıt katkı maddesi ve yeşil solvent gama-valerolaktonun saf olarak elde edilmesi de bu öncelikli alanların başında gelmekte. Gama-valerolaktonun yüksek verimle saf olarak elde edilip yakıt katkı maddesi olarak kullanılması ile sera gazı emisyonuna sebep olan enerji ve ulaştırma sektörlerinde emisyon kontrolüne yönelik önemli katkılar sağlanmış olacak. Aynı zamanda gama-valerolaktonun çok sayıda değerli kimyasalların üretiminde farklı sektörlerde kullanılması ile kimya sektöründe, yüksek katma değerli, insan ve çevre sağlığına duyarlı ürünlerin üretimi ve ihracatı arttırılmış olacak. Böylece çevreye önemli bir katkı sağlanmış olacak” diye konuştu.