“Üçlü mutabakat diplomatik bir zaferdir”

featured
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, İSPANYA'NIN BAŞKENTİ MADRİD'DEKİ NATO DEVLET VE HÜKÜMET BAŞKANLARI ZİRVESİ'NİN ARDINDAN DÜZENLEDİĞİ BASIN TOPLANTISINDA, "TÜRKİYE'NİN, NATO'NUN DÜNÜNDE VE BUGÜNÜNDE OLDUĞU GİBİ GELECEĞİNDE DE SÖZ SAHİBİ OLACAĞI BİR KEZ DAHA AÇIKÇA GÖRÜLMÜŞTÜR" DEDİ. (İHA/MADRİD-İHA) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İspanya'nın başkenti Madrid'deki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin ardından düzenlediği basın toplantısında, "Türkiye'nin, NATO'nun dününde ve bugününde olduğu gibi geleceğinde de söz sahibi olacağı bir kez daha açıkça görülmüştür" dedi.
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi’nin kapanış oturumunun ardından basın toplantısı gerçekleştirdi. Erdoğan, İsveç ve Finlandiya ile imzalanan mutabakat ile ilgili, “Elde edilmiş diplomatik bir zafer” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi sonrası IFEMA Kongre Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 40 yıldır bölücü terörle mücadele eden, binlerce evladını teröre kurban vermiş ülke olarak oyalamalara tahammülümüz kalmamıştır.” dedi. İsveç ve Finlandiya ile imzalanan muhtıra için “Türkiye ve milletimiz açısından zorlu müzakere sürecinden sonra elde edilmiş diplomatik bir zaferdir” ifadelerini kullandı.

İSVEÇ 73 TERÖRİSTİN İADESİ İÇİN SÖZ VERDİ

“İsveç, 73 teröristin Türkiye’ye iadesi için söz verdi” diyen Erdoğan, “İsveç ve Finlandiya üzerlerine düşen görevlerini yerine getirmeleri lazım. Üzerlerine düşenleri yapmazlarsa mutabakat Meclis’e gitmez” ifadelerini kullandı. Erdoğan, ABD Başkanı Biden’ın F-16 konusunda adım atacağını da belirtti.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

NATO Madrid Zirvesi’ni biraz önce son eren üçüncü çalışma oturumuyla birlikte tamamladık. NATO’nun tarihindeki en önemli zirvelerden birini böylece başarıyla neticelendirdik. Zirve, müttefiklerin mevcut meydan okumalar karşısında birlik ve dayanışma anlayışının teyit edilmesine vesile oldu.

Öncelikle Kral 6. Felipe ve hükümet başkanı sayın Sanchez başta olmak üzere tüm İspanyol makamlarına sergiledikleri misafirperverlik ve başarılı organizasyon için şükranlarımı sunuyorum.

Zirvenin başarısı için gösterdikleri gayret nedeniyle Genel Sekreter Stoltenberg ve ekibine de teşekkür ediyorum.

Ukrayna’daki savaşın başlamasının ardından biri video telekonferans, biri de Brüksel’de düzenlenen toplantı olmak üzere liderler düzeyinde bu yıl üçüncü kez bir araya geldik. Madrid Zirvesi gelinen noktayı tahlil etmemiz ve geleceğe yönelik bir vizyon oluşturmamız için önemli bir fırsat oluşturdu. İttifakımızın Ukrayna’ya desteği tamdır. Fakat bu desteğimizi bir barış vizyonuyla birlikte ortaya koymalı, insani dramın, yıkımın ve gözyaşının bir an önce durdurulması için çaba göstermeliyiz. Kalıcı bir ateşkesin sağlanmasına dönük diplomatik girişimlerimizi yoğunlaştırmalıyız.

“ZELENSKİ VE PUTİN İLE DÜZENLİ TEMAS HALİNDEYİM”

Zirvenin dün gerçekleştirdiğimiz ilk oturumunda Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, bizlere video mesajla hitap etti. Sürecin başından itibaren kendisiyle yakın diyalogumu sürdürüyorum. Aynı zamanda bilindiği üzere Rusya Devlet Başkanı Putin’le de düzenli temas halindeyim. Tüm bu çabalarımız kalıcı barışın yolunu açacak adımların atılması içindir.

Çatışmalar uzadıkça maalesef can kayıpları ve yıkım da artmaktadır. Savaşın başta enflasyon olmak üzere küresel ekonomideki olumsuz yansımalarını hepimiz hissediyoruz. Türkiye olarak adil bir barışın kaybedeninin olmayacağına inanıyoruz. İstanbul süreciyle yeşeren umutları daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Türkiye’nin sorumluluk üstlenen, tüm taraflarla konuşabilen, elini taşın altına koyabilen bir müttefik olarak oynadığı rolün NATO içinde de takdirle karşılandığını bir kez daha memnuniyetle gördüm.

Buradaki temaslarımızda savaşın başından bu yana bu öncelikler arasındaki krizin insani etkilerinin en aza indirilmesi, ateşkesin ivedilikle temini yönündeki girişimlerimiz hakkında bilgi verdi. Ukrayna tahılının Karadeniz’deki limanlardan ihraç edilmesine yönelik BM planına ilişkin katkılarımızın paylaştım. BM’nin ve tarafların katılacakları dörtlü toplantıyı İstanbul’da en kısa zamanda düzenlemeye matuf çalışmalarımızdan bahsettim.

Müttefiklerimizden sözde değil eylemlerinde de hakiki bir dayanışma beklediğimizi güçlü bir şekilde vurguladım.

Zirvede uluslararası kamuoyunun en çok ilgisini çeken belgelerden biri dün kabul ettiğimiz yeni stratejik konsept oldu. 2010 Lizbon Zirvesinde kabul edilen stratejik konseptin yerini alacak bu belge, NATO’nun temelini oluşturan birlik ve dayanışma ilkelerinin önemini bir kez daha teyit etmiştir. İttifakın gelecekteki güvenlik ortamına kendini adapte etmesine yönelik bir vizyon ortaya koymuştur.

Bu sene ittifaka katılımının 70’inci yılını kutlayan ve NATO içinde oynadığı etkin rol ve verdiği kapsamlı katkılarla müttefiklik ruhuna her zaman uygun hareket eden Türkiye, şüphesiz gelecek vizyonunda da söz sahibi müttefikler arasında yer alacaktır. Stratejik konseptte terörizmin en ciddi asimetrik tehdit olarak tanınması ve NATO’nun terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadele yönündeki kararlılığının ortaya konulması elbette önemlidir. Ancak bu kararlılık kağıt üzerinde kalmamalıdır. Fiiliyatta terör örgütleri arasında hiçbir ayrıma gidilmeden mücadelenin tam bir dayanışma içinde sürdürülmesi zaruridir. Oturumlardaki hitaplarımda ve ikili temaslarımda bu konunun Türkiye için ne denli büyük hassasiyet arz ettiğini özellikle vurguladım.

Ayrıca bunun sadece bizim değil, NATO’nun da meselesi olduğuna işaret ettim. Masumların canları ve kanları üzerinden ikbal devşirmeye çalışan cinayet şebekeleri hepimizin ortak düşmanıdır. Bugün bize karşı kullanılan silahların, yarın başka müttefiklerimize karşı kullanılmayacağının hiçbir garantisi yoktur. Tarih bize bu tür ihmalkarlıkların daha sonra ölümcül tehditler olarak muhataplarına geri döndüğünü göstermiştir.

Son günlerde PKK ve uzantılarının kendilerine yönelik en küçük bir müdahale karşısında sergiledikleri pervasızlıklar bunun açık örneğidir. Tıpkı habis bir ur gibi günden güne büyüyen, toplumsal barışı, huzuru ve güvenliği tehdit eden bu beladan kurtulmamız gerektiğini dile getirdim. Müttefiklerimizden sözde değil, eylemlerinden de hakiki bir dayanışma beklediğimiz mesajını güçlü biçimde vurguladım.

Türkiye’nin terör örgütlerine karşı yürüttüğü uzun ve kararlı mücadeleyi anlatan bir videoyu liderlerle beraber izleme fırsatı bulduk. Böylece PKK, PYD, YPG, FETÖ ve DEAŞ’ın kanlı yüzünü bir kez daha tüm muhataplarımıza anlatmış olduk. Gelinen noktada hepimiz şu gerçeği görüyoruz. Şayet NATO’nun güvenilirliğini ve inandırıcılığını korumak istiyorsak müttefikler olarak terörün tüm tezahürleriyle mücadelede daha net, tutarlı ve samimi adımlar atmamız şart.

“OYALAMALARA TAHAMMÜLÜMÜZ KALMAMIŞTIR”

Terörün finansmanı ile militan devşirme faaliyetlerinin engellenmesi, bu mücadelenin ayrılmaz parçasıdır. Yaklaşık 40 yıldır bölücü terörle mücadele eden, binlerce evladını teröre kurban vermiş ülke olarak oyalamalara tahammülümüz kalmamıştır. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik başvuruları bağlamında yaşananlar, Türkiye’nin bu konudaki kırmızı çizgilerini ortaya koymuştur. İlk günden itibaren hassasiyetlerimizi ifade ederek yapıcı ama kararlı bir tutum sergiledik.

Salı günü Sayın Genel Sekreterin kolaylaştırıcılığında İsveç ve Finlandiya liderleriyle dörtlü zirvemizi gerçekleştirdik. İmzalanan mutabakat muhtırasını Türkiye’nin hassasiyetlerinin anlaşıldığının bir işareti olarak görüyoruz. Elbette bu bir başlangıçtır, bir davettir. Asıl olan verilen sözlerin hayata geçirilmesidir. Bundan sonraki süreçte muhtıradaki kayıtlı hususların uygulamasını titizlikle takip edecek, adımlarımızı da buna göre atacağız.

“MUHTIRA DİPLOMATİK BİR ZAFERDİR”

Özellikle diplomasiye bir tarafın kazanıp diğer tarafın kaybettiği sıfır toplamlı bir oyun nazarıyla bakmak yanlıştır. Bilakis diplomasiyi bizleri ortak paydaya ulaştıracak en kestirme, en garanti yol olarak görmek gerekir. Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan muhtıraya bu zaviyeden bakılmasının daha doğru olacağına inanıyor ve ben de böyle anlıyorum. Hiç şüphesiz bu muhtıra, Türkiye ve milletimiz açısından zorlu müzakere sürecinden sonra elde edilmiş diplomatik bir zaferdir.

“İSVEÇ 73 TERÖRİSTİN İADESİ İÇİN SÖZ VERDİ”

Üçlü muhtırayla Türkiye, PKK ve uzantılarıyla mücadelede tam işbirliği, terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle dayanışma, PYD, YPG ve FETÖ’ye destek sağlamama taahhüdü, savuma sanayii alanında ambargo ve kısıtlamalara gidilmemesiyle işbirliğinin artırılması, İsveç ve Finlandiya’nın terörizmle mücadele ve savunma sanayii konularındaki ulusal mevzuatlarını ve uygulamalarını tadil etme sözü, terör suçlularının iadesi konusunda somut adımlar atılması ve ikili düzeyde hukuki düzenlemeler yapılması, ki İsveç’in verilmiş olan sözü 73 teröristin Türkiye’ye iadesi. PKK ve uzantılarının para toplama ile eleman devşirme faaliyetlerinin yasaklanması ve bunların soruşturulması, Türkiye’ye yönelik terör propagandasının engellenmesi hususlarında net, somut ve sağlam garantiler almıştır. Bu adımların uygulamasını denetlemek üzere adalet, istihbarat ve güvenlik kurumlarının katılımıyla daimi ortak mekanizma kurulması kararlaştırılmıştır.

Finlandiya ve İsveç, daimi yapılandırılmış işbirliği süreci PESKO dahil, Avrupa Birliği güvenlik mekanizmalarına ülkemizin en geniş şekilde katılımını destekleyeceğini beyan etmiştir. Böylece Türkiye’nin ilk günden itibaren dile getirdiği hassasiyetlerin tamamı, üçlü muhtıraya girmiştir. Türkiye ve NATO ile birlikte bu muhtıranın kazananı aynı zamanda İsveç ve Finlandiya haklarıdır.

Terörle mücadele yönünde atılacak her müspet adım, bu ülkelerin barış, huzur ve güvenliğine katkı yapacaktır.

Zirve toplantılarında ve marjında birçok devlet ve hükümet başkanıyla da bir araya gelme fırsatı bulduk. Bu çerçevede NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Finlandiya Cumhurbaşkanı ve İsveç Başbakanı ile dörtlü zirvemizi gerçekleştirdik. Zirvemizin yanı sıra Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Birleşik Krallık Başbakanı Johnson, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Michel, ABD Başkanı Biden, Avusturya Federal Şansölyesi Nehammer, İspanya Hükümeti Başkanı Sanchez, Almanya Başbakanı Schulz, Hollanda Başbakanı Rutte, Romanya Başbakanı Iohannis ve Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon ile görüşmelerimiz oldu.

Takip Et
Bildir
guest
Kimse görmeyecek. Yorumunuza cevap yazıldığında bildirim almak için. (İsteğe Bağlı)

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Habere yorum yapabilirsiniz.x