1997 yılının sonu. Ankara’da Jandarma İstihbarat Grup Komutanıyım. Bir haber alıyoruz. PKK kamyonlara bindirmiş teröristleri, Amanos dağlarından Anamur üzerinden Antalya’ya intikal etmişler. İki ayrı grup. Bir baktık eylem yaptılar. Derhal devletin en üst düzeyi beni çağırdı, bizi oraya görevlendirdi. Bana verilen emir sadece şuydu; gidin, etkisiz hale getirin ve dönün. Çünkü Antalya turizm bölgesi.
Biz oraya indik. Neler yaşadığımızı kitaplarımda yazdım. Devlet refleksi budur. Oradaki iki grubu da yok ettik. Antalya’nın ruhu bile duymadı. Turistlerin ruhu duymadı. Böylelikle Türkiye turizmden zarara uğramadı. Bir sene sonra bebek katili karşıma geldiğinde bu konuyu sordum. Dedim ki ‘Antalya’da ne işiniz vardı.’ Dedi ki ‘Yunan generaller bana geldi –Yunan adalarında da turzim var-. Dediler ki biz sana Yunanistan’da PKK’ya tahsis ettikleri Lavrion kampında çok daha büyük imkanlar vereceğiz.
Antalya bölgesinde çok büyük eylemler yap. Ciddi eylemler sayesinde Türk turizmi baltalansın. Buraya gidecek turistlerde Yunan adalarına gelsinler o paraları biz kazanalım.’ Bunu bizzat Abdullah Öcalan kendisi söyledi. Ama devlet olarak biz aldığımız istihbaratı anında devletin en üst düzeyinden ve çok geniş yetkilerle Antalya’ya görevlendirilerek, Çelik İstihbarat Birimi kurarak altı ay içinde orada bitirdik.
Hasan Atilla Uğur’a teşekkürlerle.
Aykut FİLİZ
