Siyasi partilerin seçimlerde oy ve seçmen kaybetme nedenleri, birçok faktörün bir araya gelmesiyle oluşan karmaşık bir süreçtir. Bu süreç, sadece parti içi dinamiklerle değil, aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve dışsal gelişmelerle de doğrudan bağlantılıdır. Geçmişte başarıyla iktidara gelmiş ya da yüksek oy oranlarına sahip partilerin zamanla güç kaybetmesi, siyasetin doğasında olan bir durumdur. Yıkılan ya da ciddi şekilde oy kaybeden siyasi partilerin karşılaştığı temel nedenler arasında kendi iç çatışmaları ve her kademesinde yaşanan liderlik krizleridir. Siyasi partilerde liderlik en önemli unsurlardan biridir. Peki lider kimdir? Kime lider denir? Kısaca bir bahsedelim.
Lider toplumu veya bir grubu belli bir hedefe yönlendirmeyi başaran etkileyen motive eden kişidir. Liderlik vizyon sahibi olmayı, kararlı davranmayı ve başkalarına ilham vermeyi içerir. Bir kişiye lider denile bilmesi için sadece bir makama ya da unvana sahip olması yetmez, aynı zamanda kendisini takip eden kişileri etkilemesi ve onlara rehberlik etmesi gerekir. Bana göre üç çeşit lider vardır. Birincisi oturduğu makam veya koltuk tarafından yönetilen ikincisi oturduğu koltuk ya da makamdan güç alarak yöneten ve üçüncüsü oturduğu koltuğa ve makama güç veren. Bu tip yönetim şekillerinden hangi lider başarılı olur? Eğer liderlik vasfını üstlendiysen ben belli bir kesime ya da toplumun tamamına liderlik yapacağım diyorsan oturduğun koltuğa ve makama güç vereceksin kendi vizyonunu ortaya koyacaksın kararlarında etkilenmeyecek başkaları tarafından yönetilmeyeceksin her türlü fikre ve düşünceye açık olacak ama son kararı liderlik yaptığın kişiler veya toplumlar için sen vereceksin karar verme yetisine sahip olan verdiği kararların arkasında sağlam ve dimdik duran kişilere biz lider diyoruz.
Siyasi partilerde liderlik önemli bir unsurdur. Güçlü liderler, partiyi bir arada tutmak ve toplumda güven inşa etmek konusunda kilit rol oynarlar. Ancak, bir liderin zayıflaması veya parti içinde bir bölünme yaşanması, seçmenlerin partiden uzaklaşmasına yol açabilir. Parti içi hizipler, liderlik yarışları ve rekabet, parti birliğini bozarak halkın gözünde güven kaybına neden olabilir. Bu durum, parti tabanının kararsız hale gelmesine ve oyların bölünmesine yol açar. Örneğin, bazı siyasi partilerde lider değişimi sırasında yaşanan iç çekişmeler, parti tabanında hayal kırıklığına ve destek kaybına yol açabilir.
Siyasi partilerin ideolojik yapılarında meydana gelen kaymalar, özellikle köklü tabanlara sahip partiler için oy kaybetme nedenidir. Seçmenler genellikle bir partiyi, belirli bir ideolojiyi temsil ettiği için destekler. Ancak, parti politikalarının zamanla değişmesi veya pragmatik kaygılarla ideolojik tavizler verilmesi, seçmenlerin partiye olan bağlılığını zayıflatır. Özellikle tutarlı bir politik geçmişe sahip partiler de bu tür değişiklikler, parti sadakatinin azalmasına ve alternatif arayışlara yol açar. İdeolojik boşluk, seçmenlerin başka partilere yönelmesine neden olur.
Ekonomik faktörler, seçmenin tercihlerinde en belirleyici unsurlardan biridir. Bilinçli seçmen tarafından İktidarda olan siyasi partiler, ülke ekonomisinin genel gidişatı üzerinden değerlendirilir. Ekonomik krizler, yüksek enflasyon, işsizlik oranlarının artışı gibi olumsuz gelişmeler, doğrudan iktidardaki partiyi etkiler. Ekonomi kötüye giderken, partinin sorumluluk almayı başaramaması veya etkili politikalar geliştirememesi, seçmenlerde güvensizlik yaratır. Bunun sonucunda, iktidar partisi oy kaybedebilir ve seçmenler alternatif çözüm önerileri sunan partilere yönelir.
Zaman içinde toplumsal dinamikler de değişir. Yeni nesiller, farklı beklenti ve taleplerle siyasi partilere yönelir. Eğer bir parti, toplumdaki bu değişimleri algılayamaz ve ona uygun politikalar geliştiremezse, oy kaybetmesi kaçınılmaz olur. Örneğin, genç nüfusun taleplerini göz ardı eden partiler, genç seçmenlerin oylarını kaybetme riski taşır. Ayrıca, sosyal adalet, çevre politikaları, dijital dönüşüm gibi konulara duyarsız kalan partiler, günün gerçeklerinden kopmuş gibi algılanarak seçmenlerini kaybedebilir. Siyasi partilerin gelecekte ne kadar süre ayakta kalacağını belirleyen en önemli done yeni nesillerle olan iletişimidir. Yeni nesil gençleri yanında tutamayan veya sahip çıkmayan siyasi partilerin ömrü bu neslin oy kullanma yaşına geldiklerinde biter. Siyasi partiler zamanla, toplumun belirli kesimlerine hitap etmeye odaklanabilirler. Bu tür bir dar hedef kitleye yönelme, partinin geniş toplum kesimlerini kapsayacak politikalar üretmemesi sonucunu doğurabilir. Partiler kutuplaştırıcı bir dil veya politika izlediğinde, belirli bir kesimi mobilize etsede, geniş seçmen kitlesini kaybetme riski taşır. Kapsayıcı bir politika izlemeyen partiler, zamanla sadece dar bir tabana hitap eden partiler haline gelir ve oy kaybı kaçınılmaz olur. Uzun yıllar boyunca iktidarda kalan partiler, doğal bir yıpranma süreci yaşarlar. Bu yıpranma, seçmenlerin “değişim” arzusundan kaynaklanabilir. İktidarda uzun süre kalan bir parti, taze ve yenilikçi politikalar üretemeyebilir ya da mevcut sorunlara karşı çözüm geliştirmede yetersiz kalabilir. Halk, belirli bir süre sonra, mevcut yönetimden memnun olsa bile, farklı bir alternatif arayışına girebilir. Bu süreçte yeni partiler veya muhalefet partileri, değişim talebi üzerinden seçmenleri mobilize edebilir.
Dış politika, savaşlar, uluslararası krizler gibi küresel gelişmeler de partilerin oy kaybetmesinde etkili olabilir. İktidarda bulunan partilerin bu tür krizlere verdiği tepkiler, ülkenin uluslararası itibarını ve halkın güvenliğini etkileyebilir. Yanlış dış politika kararları, ülkede ekonomik veya sosyal sorunlara yol açarsa, seçmenler bu durumdan iktidarı sorumlu tutabilir.
Siyasi partilerin oy kaybetmesi, genellikle birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle gerçekleşen bir süreçtir. Liderlik sorunları, ideolojik kaymalar, ekonomik krizler ve toplumsal değişimlerin göz ardı edilmesi, partilerin halk nezdindeki itibarını zedeler. Özellikle uzun süre iktidarda kalan partiler için yıpranma kaçınılmazdır. Partilerin bu süreçleri iyi yönetememesi, seçmenlerin alternatif arayışına girmesine neden olur. Seçmen sadakati, parti politikalarının başarısına bağlıdır ve bu politikaların toplumun ihtiyaçlarına uygun şekilde şekillendirilmesi gerekir. Aksi takdirde, her parti için oy kaybı kaçınılmazdır. Bu yazımızın özlü sözü de PLATON’dan olsun ‘’Ölçü bir yana bırakılıp, küçük gemiye büyük yelken, ufak tefek bedene fazla giyecek ve kaldıramayacak adama büyük yetki verilirse, hepsi altüst olur.’’
Adem ADIGÜZEL
Adem Bey yazınızda tespitleriniz oldukça aydınlarıcı bulduğumu ifade edeyim. Başarı dileklerimle yazılarınızı takip etmeye devam ediyorum. Sağlıcakla kalmanız dileğiyle..
👏👏👏👏
Teşekkürler Adem bey,ağzına kalemine sağlık 👍
Kaleminize sağlık
Tebrik ederim başarılı bir yazı