Mossad tarihinin en kapsamlı operasyonlarından biri: Tanrının Gazabı Operasyonu!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

5 Eylül 1972. Kara Eylül örgütünün 8 militanı Münih Olimpiyat köyünü basar. İsrail’li sporcuların kaldıkları binaya girerler. Kendilerine mani olmaya kalkan 2 İsrailli sporcuyu öldürürler. Gürültüye uyanan birkaç sporcu pencereden atlayarak kurtulur.

Teröristler, geri kalan 9 sporcuyu rehin alırlar. Alman polisi derhal olay yerine gelir ve binayı kuşatır. İsrail Başbakanı Golda Meir Almanlar’a Sayeret Matkal’i (İsrail’in en elit komandoları ve anti terör birimi) göndermeyi teklif eder.

Neticede Almanlar’ın inanılmaz beceriksizlikleri yüzünden rehin alınan 9 İsrail’li sporcu hayatını kaybeder. Sekiz teröristten beşi öldürülür. Bir de Alman polisi ölür. Üç terörist sağ olarak yakalanır. Onlar da bir müddet sonra yine bir rehine operasyonunda, rehinelere karşılık serbest bırakılırlar.

Olay işitilir işitilmez, Golda Meir, Ramsad (MOSSAD başkanı) General Zvi Zamir’i Almanya’ya göndermişti. Almanlar devamlı olarak rehineleri kurtaracaklarını söylüyorlardı. Fakat ne yazık ki dediklerini yapamadılar. Ramsad sonunda bütün sporcu vatandaşlarının ölümünü gözyaşları ile seyretti. Teröristler kendilerini KARA EYLÜL olarak tanıtıyorlardı.

General Aharon Yariv (eski AMAN şefi-başbakanın terörizm danışmanlarından ) ve General Zvi Zamir (Ramsad-MOSSAD başakanı) Golda Meir’in karşısında oturmaktaydılar. Golda’nın Münih katliamından sorumlu olanların cezasız kurtulmalarına izin vermeyeceği açıktı. Her iki general de tam da bunu teklif etmeye gelmişlerdi. Yılanın başı ezilmeli bütün liderleri öldürülmeliydi. Golda’dan izin istiyorlardı.

Golda yavaş bir sesle neredeyse kendi kendine konuşur gibi önce soykırımdan bahsetti. Çağlar boyu Yahudilerin çektiklerini anlattı. “Bugün hala Avrupa’da elleri bağlı Yahudiler öldürülüyor” dedi. Nihayet başını kaldırdı ve yavaşça “gönderin çocukları” dedi. “Tanrının gazabı operasyonu” başlamıştı. Dünya daha evvel bu çapta bir operasyonu hiç görmemişti.

MASSADA (Mossad içinde bir birim) bu operasyonu uygulamak üzere görevlendirilir. Bölümün başında Mike Harari vardır. Harari çok titiz bir yöntem belirler ve uygulamaya koyar. Adamlarını “Kidon’dan” seçer. Kidon MOSSAD içerisinde suikast timi olarak görev yaptığına dair pek çok söylenti vardır. Harari sistemi kurar.

İlk önce bir ekip hedefi bulacak ve onun kimliğini kesin olarak saptayacaktı. Peşinden başka bir ekip hedefi takibe alacak, resimler çekilecek, hedefin alışkanlıkları, arkadaşları tespit edilecekti. Hedefin bulunduğu şehre en son vurucu tim gelecekti. Şehirde, vurucu tim, silahlı başka bir ekip tarafından korunacaktı.

Ve ilk hedefi buldular. Wael Zwaiter.

Wael Zwaiter Libya konsolosluğunda çalışan ünlü bir edebiyatçının oğlu idi. Mütevazi sessiz, sakin yumuşak barışçı bir insandı. Fakat esasında Kara Eylül örgütünün Roma’daki operasyonlarını yürüten acımasız, fanatik bir İsrail düşmanı idi. Wael Zwaiter, tatillerini İsrail’de geçirmek isteyen iki İngiliz kız bulur. Kızlar El-Al Hava Yollarından İsrail’e gitmek üzere bilet almışlardır. Fakat tatillerinin ilk birkaç gününü Roma’da geçirmektedirler. Wael Zwaiter iki yakışıklı Filistinli genci kızları tavlamaya gönderir. Filistinli Kazanovalar kızları yatağa atmakta gecikmezler. Ayrılık saati geldiğinde gençlerden biri kızlara Batı Şeria’da yaşayan ailesine verilmek üzere bir teyp verir. Şapşal kız tereddütsüz kabul eder. Roma hava alanında bavul bir engele takılmaz. Uçağa yüklenir. Kara Eylül örgütü elemanları teybin içini boşaltarak basınca duyarlı bir bomba yerleştirmişlerdir. Uçak belirli bir irtifaya çıkınca bomba patlayacak ve bütün yolcular öleceklerdir.

21 Şubat 1970 de benzeri bir bomba Swisair uçağına konulmuş 38 yolcu ve 9 mürettebat toplam 47 kişi hayatını kaybetmişti.O tarihten sonra bu tip bir bombaya karşı El-Al uçaklarının kargo bölümleri, kalın çelik bir zırhla kaplanmaya başlandı. Neyse ki, Wael Zwaiter’in bundan haberi yoktu. İngiliz kızların bindiği El-Al uçağı belirli bir irtifaya çıkınca bomba patladı. Fakat zırh sayesinde uçağın gövdesi bir zarar görmedi. İsrail devleti aldığı önlemler sayesinde yolcular kurtulmuştu.

Kırmızı uyarı ışığını gören pilot en yakın hava alanına mecburi iniş yaptı. Sorguya çekilen İngiliz kızlar sevgilileri ile olan ilişkilerini anlattılar. Olay açığa çıkar. Ancak Filistinli Kazanovalar çoktan İtalya’yı terk etmişlerdi. Fakat Wael Zwaiter’in hala Roma’dadır.

Vurucu tim İtalya’ya gelince bir kaç gün Wael Zwaiter’i takip ederler. Resimler çekilir. Şüphe yoktu. Kuzu postuna bürünmüş kurtun foyası meydana çıkmıştır. 16 Ekim gecesi evine dönen Filistinli, apartmanının girişinde, asansöre binmek üzere iken David Molad ve arkadaşı ile karşılaşır. David ve arkadaşı, Wael Zwaiter’i kurşun yağmuruna tutarlar.

Dr. Hamshari Paris’te karısı ve kızı ile yaşamakta olan saygın bir profesördür. Esasında KARA EYLÜL örgütünün Avrupa’daki ikinci komutanıdır. Yeni hedef artık belli olmuştur. MOSSAD ekipleri Paris’e doğru yola çıkarlar.

Koyu İtalyan şivesiyle Fransızca konuşan bir gazeteci Dr.Hamshari’yi arar ve Filistin davasına sempatisi olduğunu, kendisi ile bir röportaj yapmak istediğini söyler. Uzaklarda bir kafede randevu verir. Profesör hiç bir şeyden şüphelenmez. Randevuya gider.O evden çıktıktan sonra iki MOSSAD ajanı Profesörün evine girer. “Oyuncakçı” lakaplı MOSSAD ajanı yanında getirdiği bombayı telefonun bulunduğu masanın altına yerleştirir. Ertesi gün ajanlar Profesörün kızı ile karısının evden çıkmasını beklerler. Sonra kendisini telefonla ararlar. Hamshari, telefonu açıp cevap verdiği anda müthiş bir patlama duyulur ve Hamshari çok ağır yaralanır. 3 gün sonunda ise hastanede ölür.

Golda Meir MOSSAD faaliyetleri üzerinden sivil kontrolün gevşemesi halinde pek çok yanlışın yapılabileceğini ve bunun da İsrail’e çok büyük zararlar vereceği endişesini yaşıyordu. Bunun için Tanrı’nın Gazabı Operasyonunu sıkı denetim altında tutmaya karar verdi. Terörizm konusundaki danışmanlarından efsanevi general Yigal Alon, savunma bakanı olan Moşe Dayan ve kendisi X OMİTESİ’ni oluşturdular.

Hamshari’nin ölümünden birkaç hafta sonra Tanrı’nın Gazabı Operasyonu’nun sorumlusu Mıke Harari ile Jonathan Ingleby adındaki arkadaşı Kıbrıs’a gelirler ve Nicosia’daki Olympia oteline yerleşirler. Hüseyin Abd el Hir adlı bir Filistinli’nin peşindedirler. Hüseyin Kara Eylül’ün Kıbrıs’taki adamıdır. Rusya ve Doğu Bloku ülkelerinde Arap casusların, teröristler eğitilmesi, silah, patlayıcı ve diğer malzemelerin temini ile ilgilenmektedir. İsrail’li ajanlar, Arap bağlantıları ile Kıbrıs’a buluşmak için geldiklerinde, Hüseyin tarafından ortadan kaldırılmaktaydılar. Aynı zamanda Hüseyin, Arap teröristlerin İsrail’e sızmasından da sorumluydu. Yani kırdığı ceviz kırkı geçmişti.

O gece Hüseyin otel odasındaki yatağına girdi. Jonathan Ingleby adamın uyuduğundan emin olduktan sonra elindeki uzaktan kumandanın düğmesine bastı. Otel müthiş bir patlamayla sarsıldı. Resepsiyon görevlisi Hüseyin’in odasına koştu. Hüseyin Abd el Hir’in kanlı kafası tuvaletin içine sıkışmış kendisine bakıyordu, resepsiyon görevlisi bayıldı.

Kaynak: BBC Türkçe

Aykut FİLİZ

Takip Et
Bildir
guest
Kimse görmeyecek. Yorumunuza cevap yazıldığında bildirim almak için. (İsteğe Bağlı)

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Habere yorum yapabilirsiniz.x