İhanetin belgesi: Henry McMahon-Şerif Hüseyin Yazışmaları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Şerif Hüseyin, II.Abdülhamid tarafından bir süre İstanbul’da tutulmuştu. Sebeplerinden biri de daha sonra yaşanılacak bu isyanın baş mimarı olacağını daha o zamandan tahmin etmiş olmalı ki onun İstanbul’dan ayrılmasını doğru bulmamıştı. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi sonucu, yerine geçen kardeşi V.Mehmed, Şerif Hüseyin’i tutacak bir bahane bulamayarak Hicaz bölgesine göndermiş ve isyanın ilk ateşini de Hüseyin burada yakmıştı. Şerif Hüseyin, bu topraklarda Arapları bir bağımsızlık için ateşlemiş ve ona uymayanları da gerek parayla gerekse de zorla ikna etmeyi başarmıştı. ingilizlerden aldığı destek ile de bu topraklarda büyük bir Arap devleti kuracağını düşünüyordu.

İngiltere tarafından Araplara, Osmanlı Devleti ile savaşmaları halinde bağımsız bir Arap Krallığı kurulacağı vadedilmiştir. 24 Ekim 1915’te Sir Henry McMahon, Şerif Hüseyin bin Ali’nin mektubuna cevaben şunları vurgulamıştır. “Mersin ve Hatay sancaklarıyla; Şam, Humus, Hama ve Halep sancaklarının batısında bulunan Suriye vilayetinin parçalarının halis Arap olduğu söylenemez. Dolayısıyla önerilen hat sınırlardan çıkarılmalıdır. Yukarıda belirtilen değişikliklerle ve Arap önderlerle olan anlaşmalarımızı peşin hükme tâbi tutmamak koşuluyla bu hat ve sınırları kabulleniriz. Bu değişiklikler doğrultusunda Büyük Britanya, Mekke Şerifi’nin önermiş olduğu hat ve hudutlar içindeki bölgelerde, müttefiki Fransa’nın çıkarlarını da gözeterek, Arapların bağımsızlığını tanımaya ve desteklemeye hazırdır.”

Ancak savaş sonrasında bu mektuplarda anlaşılan hususlar yerine getirilmemiştir. İngiltere önce bunu Şam, Humus, Hama ve Halep çizgisinin batısında kalan bölgenin halkının tamamen Arap olmaması nedeniyle verilemeyeceğini bildirmiştir. Aslında İngiltere’nin bölge toprakları konusunda Fransızlarla Sykes-Picot Anlaşması’nı yaparak gizli bir paylaşım içinde olduğu Sovyet Devrimi sonrası ifşa edilmiştir. 1917’deki Balfour Deklarasyonu ise bölgeye ilişkin Yahudilere verilmiş bir diğer vaat olmuştur. Şerif Hüseyin’e karşı ayaklanan Suudilere verilen destek sonrası Şerif Hüseyin saf dışı bırakılmış ve Büyük Arap Krallığı isteğinden uzaklaşmıştır.

Çaresizlik içerisinde kalan Şerif Hüseyin, önce Kıbrıs’a sürgün edilmiş ardından ise oğluna kurdurulan Ürdün Krallığı’na sığınmıştı. Ömrünün sonuna değin burada yaşayan Hüseyin, İngilizlerle yaptığı bu işbirliğinin ve ihanetinin acısını belki de yıllarca dert etti. Ama artık ihanetinin sonucuna katlanmak zorunda olduğunu biliyordu.

Aykut FİLİZ

Takip Et
Bildir
guest
Kimse görmeyecek. Yorumunuza cevap yazıldığında bildirim almak için. (İsteğe Bağlı)

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Habere yorum yapabilirsiniz.x