Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gölcük Tersane Komutanlığı‘nda Hızırreis Denizaltısı Havuza Çekme ve Selmanreis Denizaltısı İlk Kaynak Töreni’ne katıldı. Törende konuşan Erdoğan, “2027 yılına kadar 6 adet yeni tip denizaltımızı donanmamıza kazandırmış olacağız” diyerek İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurusu ile ilgili de konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
Biraz sonra yeni denizaltı projemizin ikincisi olan Hızırreis’in havuza çekimini yapacağız. Teknik özellikleri itibariyle gerçekten göz doldurmaktadır. Su altında 3 gün görev yapabilen denizaltılarımız 12 hafta boyunca ikmalsiz suda kalabiliyor. Milli torpidomuz Akya’yı entegre ediyoruz. Hızırreis’in 2023’te, Selmanreis’in de 2027’de hizmete girmesini planlıyoruz. Bu seneden itibaren her yıl bir denizaltımızı hizmete alarak, 2027’ye kadar 6 adet yeni tip denizaltımızı donanmamıza kazandırmış olacağız.
Daha 15-20 yıl öncesine göre hayal bile edilemeyen bu başarıları önemsiyor ancak yeterli görmüyoruz. Yerlilik oranımızı en üst düzeye taşımayı planlıyoruz. Hedefimiz milli denizaltı projemizi hayata geçirmektir. Milli denizaltımız ile ilgili hazırlıklarımız son sürat devam ediyor. İnşasına 2025’te başlıyoruz. Reis sınıfı 6 denizaltımızın imalat aşamasında elde ettiğimiz tecrübelerimizi inşallah milli denizaltımızın inşa sürecinde kullanacağız. Milli denizaltımızı 5-6 sene içerisinde Deniz Kuvvetlerimize teslim etmeyi planlıyoruz.
Dost bildiğimiz ülkelerin ihanetine, müttefiklerin ayak oyunlarına rağmen bunu başardık. Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle ülkemize uygulanan haksız yaptırımları asla unutmadık. Teröristlere yönelik meşru harekatlarımız nedeniyle hedef konulduk. DEAŞ’la sahada göğüs göğüse mücadele ettiğimiz dönemde bile akla hayale gelmeyecek iftiralara uğradık. Bize parasıyla verilmeyen silahlar eli kanlı terör örgütlerine bedelsiz olarak onbinlerce TIR’la aktarıldı. 15 Temmuz gecesi demokrasimize kasteden, 251 evladımızı şehit eden FETÖ’cü alçaklar birçok Avrupa ülkesi tarafından korundu. Bu devletler demokrasi düşmanlarını sorgusuz, sualsiz bağırlarına bastı. Suriye’de terör elebaşıları kırmızı halılar serilerek karşılandı.
Türkiye ne savunma ihtiyaçlarının giderilmesinde, ne de 40 yıllık terörle mücadelesinde müttefiklerinden beklediği desteği görmemiştir. Ülkemiz çoğu zaman gizli açık yaptırımlara, tehdit, baskı ve şantajlara maruz bırakılmıştır.
NATO’da ve üyesi olduğumuz diğer uluslararası kuruluşlarda oynadığımız hayati rol apaçık ortadayken kimi müttefiklerimizle hala yaptırımların kaldırılmasını konuşuyor, özellikle İsveç’in şu anda bize karşı yaptırım uygulamasını hiçbir şekilde bir kenara koyamayız. Bunların makul bir izahı da yoktur. İttifak dayanışmasının en üst düzeyde tutulması gereken bir dönemde ipe un serme politikasından vazgeçilmeli, terörle mücadelede destek ve yaptırımlar başta olmak üzere Türkiye’nin haklı beklentileri karşılanmalıdır. NATO için bedel ödeyen bir ülke olarak milli güvenliğimize dair hususlarda ucu açık diplomatik ifadelerden ziyade somut adımlar görmek istiyoruz. Temel güvenlik hassasiyetlerinin gözetilmediği bir genişleme politikasının ne bize ne de NATO’ya hiçbir hayrının dokunmayacağına inanıyoruz.
Ülkemiz hali hazırda dünyada bir savaş gemisini milli olarak pazarlayan 10 ülke arasında yer alıyor. Savunma sanayinde tarih yazmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi bu alanda dünyanın en güçlü ülkelerinden biri yapana kadar durmayacağız.
