Erdoğan’dan İran dönüşü önemli açıklamalar

featured
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, İRAN ZİYARETİ DÖNÜŞÜNDE UÇAKTA GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI. (İHA/ANKARA-İHA) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "En son Bay Kemal'in KYK ile ilgili söylediklerini duydunuz. Ondan sonra da ben söyledim yaptı noktasına geldi. Hep öyle oldu zaten. O söyledi ben de yaptım" dedi.
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran gezisi dönüşü çok önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, “Şu anda terör örgütü, Fırat’ın doğusunda özellikle petrol kuyularını emiyor, sömürüyor; ondan sonra rejime de satıyor” dedi. “Amerika’nın oradaki elemanları terör örgütü mensuplarına eğitim yaptırıyor. Bu eğitim sırasında rejimin bayrağını da orada bunlar dalgalandırıyorlar” dedi.

AMERİKA FIRAT’IN DOĞUSUNU TERK ETMEK ZORUNDA

“Burada da kalkıp rejimin bayrağını orada dalgalandırmakla acaba Türk ordusunu aldatır mıyız diye düşünüyorlar. Bunu yemezler” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Amerika şu anda bir defa Fırat’ın doğusunu terk etmek durumunda. Astana sürecinden çıkan tespit bu. Diyorlar ki, Fırat’ın doğusundan Amerika askerini çeksin” diye konuştu.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI

Erdoğan, Rusya – Ukrayna savaşı ile ilgili olarak da “Sayın Putin’in bizim gayretlerimiz noktasındaki bakışı olumlu. Bundan dolayı hatta şükranlarını bildiriyor. Bize çok çok farklı bazı teklifleri oldu” diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU’NU TİYE ALDI

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun KYK ile ilgili sözlerine de yanıt veren Erdoğan, “En son Bay Kemal’in KYK ile ilgili söylediklerini duydunuz. Ondan sonra da ben söyledim yaptı noktasına geldi. Hep öyle oldu zaten! O söyledi ben de yaptım!” tepkisini gösterdi.

İMAMOĞLU’NA SEL ELEŞTİRİSİ

İstanbul’daki sel felaketi sırasında tatilde olan Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’na da tepki gösteren Erdoğan, “Bakıyorsun İstanbul’da bir sıkıntı oluyor, adam Fethiye’de, şurada, burada. Öbürü bir başka yerde. Ya nerede olursan ol ama böyle bir felaket olduğu zaman sen oranın sorumlususun, atlayacaksın geleceksin” şeklinde konuştu.

ORMAN YANGINLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, orman yangınlarıyla mücadelede amfibik uçakların sayısının arttırılacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran gezisi dönüşü gazetecilere Tahran’daki zirveyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“İran Cumhurbaşkanı Sayın Reisi’nin davetine icabetle Tahran’a gerçekleştirdiğimiz resmi ziyareti hamdolsun başarıyla tamamladık. Ziyaretimin ilk bölümünde değerli kardeşim Reisi’yle verimli görüşmeler yaptık. Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Yedinci Toplantısına birlikte başkanlık ettik. Ülkelerimiz arasında siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel konularda atacağımız adımları, bundan sonraki süreci nasıl geliştireceğimizi konuştuk. Malum bizim ekonomik alanda Ahmedinejad döneminde 30 milyar dolarlık bir hedefimiz vardı. Şu anda 7,5 milyar dolarlık bir noktadayız. Ama bundan sonraki süreçte tırmanış devam edecek. Tabii ticaret, ulaştırma, gümrük, enerji, Turizm, sanayi, gençlik ve spor gibi alanlarda iş birliğimizi geliştirmeye yönelik ortak iradeye sahip olduğumuzu bir kez daha gördük. Temaslarımızda ayrıca, bölgesel ve uluslararası meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk. Heyetimde yer alan bakanlarımız mevkidaşlarıyla çeşitli alanlarda iş birliği konularını ele aldılar. İlişkilerimizin hukuki altyapısını daha da güçlendirecek toplam 8 anlaşma imzaladık. Ayrıca terör örgütleriyle ortak mücadele ve sınır güvenliği gibi konuları ayrıntılı bir şekilde ele aldık. Bu vesileyle bölgemizde yaşanan gelişmeler hakkında kapsamlı görüş alışverişinde bulunduk. Ayrıca Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney’le de bir görüşme gerçekleştirdim. Bu görüşmede Sayın Cumhurbaşkanı da beraberdi. Bizim arkadaşlarımızdan da bazıları vardı. Onlarla birlikte bu görüşmeyi yaptık.

Ziyaretimin ikinci bölümünde Sayın Reisi ve Sayın Putin’in katılımıyla Astana formatında Üçlü Zirvemizi gerçekleştirdik. Suriye’deki güncel gelişmelere ilişkin fikir alışverişinde bulunduk. Astana garantörleri olarak, ihtilafın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 Sayılı Kararı temelinde çözüme kavuşturulmasına yönelik mutabakatımızı teyit ettik. Siyasi sürecin etkin bir şekilde sürdürülmesine dair beklentimizin altını ortaklarımızla birlikte yeniden çizdik. Terörle mücadele, insani yardımların kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi ve Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü geri dönüşleri konularındaki tutumumuzu tekrar vurguladık. Bu konularda Astana ortaklarımızla iş birliği halinde çalışma konusunda anlayış birliğine vardık. Ayrıca, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Putin’le kapsamlı ve verimli bir ikili görüşme de gerçekleştirdik.

İran’da gerek ikili düzeyde gerek Astana formatında yaptığımız görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu vesileyle, samimi ev sahipliğinden dolayı Sayın Reisi’nin şahsında tüm İranlı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı:

TERÖR ÖRGÜTÜ FIRAT’IN DOĞUSUNDA PETROL KUYULARINI EMİYOR

SORU: Türkiye’nin Suriye’deki kaygılarına dair pozisyonuna İran’ı mı yoksa Rusya’yı mı daha yakın buldunuz? Bu arada Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaştan sonra Rusya’nın Suriye konusundaki politikasında, pozisyonunda bir değişiklik olduğu yönünde bir kanaatiniz oldu mu görüşmelerde?

Astana süreciyle alakalı olarak İran ve Rusya ile başladığımız nokta ne ise ben bugün de Sayın Putin’i aynı noktada gördüm, aynı değerlendirmeleri yapıyor gördüm. İran tarafında tabii daha önce Hasan Ruhani vardı, şimdi ise İbrahim Reisi var. İster istemez bazı değişiklikler oluyor desek de İran gibi bir devlet, bu tür düşüncelerini öyle kısa vadede değiştirmez. Aynı şekilde Rusya’da zaten Putin işin başındaydı, yine işin başında. Bizde de aynı şekilde, Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin başındaydı, yine başında. Üçlü Zirve sonrası ortak basın toplantısında da görmüşsünüzdür, üçümüzün de düşünceleri herhalde aynı değildi. Farklı düşünceler ortaya koyduğumuz çok açık net ortadaydı. Bazı yerlerde farklılıklar olsa bile terörle mücadele konusunda bir defa bir birliktelik var. Terörle ilgili konuda da PKK/PYD/YPG terör örgütlerine karşı ister istemez birleşiyoruz. Kaldı ki zaten bu rejime de en çok zararı veren sorun. Şu anda terör örgütü, Fırat’ın doğusunda özellikle petrol kuyularını emiyor, sömürüyor; ondan sonra rejime de satıyor. Böyle bir durum var.

Şimdi baktığımızda, Amerika önceki başkanlar dönemi de dahil buradaki terör örgütlerine ciddi manada binlerce tır silah, mühimmat, araç gereç taşıdı. Bu hala devam ediyor. Hatta koalisyon güçleri de yine aynı şekilde bu desteklerini sürdürüyorlar. Yaptığımız görüşmelerde Sayın Biden’a da söyledik. Dedik ki “Bakın, bunca TIR’ları buraya siz gönderiyorsunuz. Buradaki bütün terör örgütlerine bu destekleri siz veriyorsunuz. Ondan sonra da terörle mücadelede beraberiz, NATO’da beraberiz diyorsunuz.” Nasıl beraberiz? Bunları sürekli işlemek durumundayız.

ACABA TÜRK ORDUSUNU ALDATIR MIYIZ DİYE DÜŞÜNÜYORLAR. BUNU YEMEZLER

SORU: Terör varlığına dikkat çektiniz. Suriye’nin kuzeyine yönelik de bir operasyon beklentisi var bir süredir. Operasyona ilişkin son durum nedir? Bugün iki liderle de görüştünüz. Onların tutumları acaba bugün masaya geldi mi? Bir de çok uzun bir süre sonra o bölgedeki teröristlerin bulunduğu noktada rejimin bayrağının asıldığını gördük. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?

Yeni bir harekât konusu milli güvenlik endişelerimiz giderilmediği sürece gündemimizde yer almaya devam edecek. Diğer taraftan bakıyorsunuz Amerika’nın oradaki elemanları terör örgütü mensuplarına eğitim yaptırıyor. Bu eğitim esnasında rejimin bayrağını da orada bunlar dalgalandırıyorlar. Niçin? Güya aldatacak ya… Aldatabilirse… Yaptıkları iş, orada Türk askerine karşı bir terörist eyleme girmek. Burada da kalkıp rejimin bayrağını orada dalgalandırmakla acaba Türk ordusunu aldatır mıyız diye düşünüyorlar. Bunu yemezler. Şu anda tabii gerek Fırat’ın doğusu gerek İdlib gerek Afrin, bütün buralardaki gelişmelerde biz hassasiyetimizi sürdürüyoruz. Başından itibaren de konuştuğumuz şey şu; sınırdan 30 kilometre güneye kadar, buralardaki terör örgütleriyle mücadelemizde Rusya’nın da İran’ın da bizim yanımızda olmasını istiyoruz. Burada bize gerekli desteği vermelidirler. Bunu burada gerek Sayın Putin’e gerek Sayın Reisi’ye de tekrar ifade ettik. Her ikisi de zaten yaptıkları açıklamalarda bu konulara vurgu yaptılar. Öyle zannediyorum ki PKK/YPG/PYD konularında ayrı düşünmüyoruz. Ama bundan sonra da yine bunu işlemeye devam etmemiz lazım.

AMERİKA ASKERİNİ ÇEKSİN

SORU: Suriye’de beşinci harekât an meselesiyken gerçekleştirdiğiniz Üçlü Zirvede PKK’ya karşı yapılacak operasyon İran ve Rusya arasında nasıl yankı buldu? Saha yansıması nasıl olacak? Ayrıca sahada teröristleri destekleyen, besleyen bir Amerika Birleşik Devletleri faktörü biliyoruz. Ayrıca bu iki ülke de Washington yönetimiyle sorunlu ilişkilere sahip. Burada Moskova ve Tahran’ın tutum değişikliği gözlenir mi? Amerika Birleşik Devletleri ile Tahran ve Moskova’nın sorunlu ilişkileri varken bunun Suriye’deki operasyona yansıması bu zirve sonrası nasıl gerçekleşecek? Herhangi bir değişiklik yaşanır mı sizce?

Şimdi burada herhangi bir değişikliğin olup olmadığı hesabına girecek olursak o zaman zaten Astana sürecinin hiçbir anlamı kalmaz. Astana süreci niçin var? Suriye’nin toprak bütünlüğü noktasında Türkiye’nin herhangi bir derdi yok. Biz böyle bir tasarrufun içerisinde değiliz. Ama bizim burada sınırdan 30 kilometre alan için belirttiğimiz bir husus var. Çünkü buralardan bizim sınırlarımıza sürekli taarruzlar oluyor. Bizim burada askerlerimiz şehit oldu, insanlarımız öldürüldü. Sadece Türk vatandaşı olarak değil, İdlib’de ve diğer bölgelerde sivil insanlar öldürüldü. Bütün bunları bizim dünyayla paylaşmamız, bunları anlatmamız lazım. Amerika şu anda bir defa Fırat’ın doğusunu terk etmek durumunda. Astana sürecinden çıkan tespit bu. Diyorlar ki, Fırat’ın doğusundan Amerika askerini çeksin. Şimdi buradan çıkacak bir netice Türkiye’nin de beklentisidir. Çünkü oradaki terör örgütlerini besleyen Amerika. Amerika terör örgütlerini beslediğine göre, biz de bu terör örgütleriyle mücadele ettiğimize göre, oradan çekildiği anda veya bu terör örgütlerini beslemediği takdirde bizim işimiz kolaylaşacaktır.

HEDEFİMİZ EN AZ 1 MİLYON SURİYELİ MÜLTECİYİ TEKRAR KENDİ TOPRAKLARINA GERİ DÖNDÜRMEK

SORU: İran-Türkiye sınırı özellikle Afganistan’dan gelen kaçak göçmenlerle ilgili olarak sık sık gündeme geliyor. Bu konuda önemli sayıda insan kaçakçılığı var. İran’ın insan kaçakçılığıyla mücadele konusunda Türkiye’ye yeterli desteği verdiğini düşünüyor musunuz? Bir de TBMM’nin göç ve uyum konusunda bir araştırması var. Bu araştırmada İran güvenlik güçlerinin insan kaçakçılıklarına destek verdiğine dair ifadeler yer alıyordu. Görüşmelerinizde bu konu hiç gündeme geldi mi?

Geldi. Fakat şunu bir defa bilelim ki Afganistan’dan gelen mülteciler hususunda İran’ın ciddi sıkıntısı var. Sayın Reisi bunları açık net anlattı. Tabii kolay değil. Kamp noktasında hazırlıkları var mı yok mu diye baktığımızda yok. Yani biz şu anda mesela Suriye’nin kuzeyinde briket evler yapıyoruz. Bizim bu yaptığımız briket evlerle de hedefimiz en az 1 milyon Suriyeli mülteciyi tekrar kendi topraklarına geri döndürmek. Şu an itibarıyla da konut sayıları her geçen gün artıyor ve bunu STK’larla hep birlikte yapıyoruz. Ama bunu özellikle söylüyorum; ne Avrupa Birliğinden ne şuradan ne buradan en ufak bir destek alarak değil, bizim kendi sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte yapıyoruz. AFAD’ın koordinesinde bunu sürdürüyoruz. Hedefimiz de inşallah burada 250 bin konut yaparsak, biz cebren değil, gönüllü olarak geri dönüşü inşallah 1 milyonun üzerine çıkarırız. Ve o ucube çadırlar içerisinde yağmurda, çamurda anne babaları, çoluk çocukları inşallah kötü şartlarda görmeyiz.

GÖRÜŞTÜĞÜMÜZDE BİDEN, BİZE BÖYLE BİR YUNANİSTAN ŞARTI FİLAN KOYMADI

SORU: Benim sorum Amerika Birleşik Devletleri ve F16 satışı üzerine olacak. Satılacak olan uçakların Yunanistan şartına bağlanması yönünde bir karar çıktı. An itibarıyla gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz tabi Sayın Biden ile bu konuları görüştüğümüzde Biden, bize böyle bir Yunanistan şartı filan koymadı. Tam aksine, uzunca yaptığımız görüşmede NATO üyesi ülkeler olarak herhalde birbirimizin hukukunu korumalıyız diye konuştuk. Kendisi de F16’lar konusunda “Ben elimden gelen bütün gayreti göstereceğim” dedi. Maalesef şu anda Temsilciler Meclisinde az da olsa bu işe muhalefet edenler var. Mevcut gelişmelere baktığımızda aslında böyle bir koşul meselesi bana göre bizi bağlayıcı bir koşul değil. Yeter ki onlar F16’larla ilgili bizim teklifimize evet desinler, bize sıfır F16’ları versinler. Zaten elimizdekilerin bakım onarımını biz şu anda yapabilecek güçteyiz. O konuda herhangi bir sıkıntımız yok. Ama tabii ki yedek parça noktasında bazı taleplerimiz var. Bunları da yerine getirmeye karar verdiler. Bir de Amerika’da Kasım ayında ara seçimler var. Onlar da önemli. Kasım ara seçimleri ne getirir ne götürür bunları da göreceğiz. Orada cumhuriyetçilerin senatoda daha ağır basacağı, Temsilciler Meclisinde de yine ağırlığı ele geçireceği istikametinde bilgiler geliyor.

PUTİN’İN BİZE ÇOK ÇOK FARKLI TEKLİFLERİ OLDU

SORU: İki parçalı sorum var. Öncelikli olarak Rusya Devlet Başkanı Putin’le yaptığınız görüşmede Türkiye’nin Ukrayna savaşı konusunda arabuluculuk girişimleri hangi çerçevede ele alındı? Bu konuda sizden bir talep, yine Moskova’nın bu konuda Ankara’dan beklentileri şimdi özellikle bu dönemde ne yönde?

Şu an itibarıyla Sayın Putin’in bizim gayretlerimiz noktasındaki bakışı olumlu. Bundan dolayı hatta şükranlarını bildiriyor. Bize çok çok farklı bazı teklifleri oldu. Biz inşallah burada doğal gaz konusunda, Akkuyu meselesinde ve diğer konularda şu anda dayanışmamızı aynen sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.

AZERBAYCAN – ERMENİSTAN GÖRÜŞMELERİ

SORU: İkinci sorum da Azerbaycan konusu… Ermenistan’la diplomatik açılım sürecine bağlı olarak Azerbaycan’ın bölgedeki taleplerine ilişkin özellikle Zengezur koridoru konusu var. Mayıs ayında bir anlaşma var. Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesini bekliyoruz ama Rusya’nın desteği ve teşviki hangi düzeyde? Rusya ile bu konuyu görüştünüz mü? Bu konuda Bakü’nün, Azerbaycan’ın talepleri sizce ne vakit somut karşılık bulacak?

Sayın Putin’in galiba önceki gün Sayın İlham Aliyev’le görüşmesi oldu. Hatta bana “Size İlham Aliyev’in de selamını getiriyorum” dedi. Aliyev’le görüşmesinde “Erdoğan’la da görüşeceğim” deyince Aliyev’in “Benim de selamlarımı iletin” dediğini aktardı. Oradaki gelişmelerle ilgili ben İlham Bey’le de daha yeni görüştüm. Yaptığımız görüşmede de İlham Bey “Olumlu istikamette yürüyor” dedi. Biliyorsunuz Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Michel ve Paşinyan’la beraber üçlü bir araya geldiler. O görüşme de yine İlham Bey’in ifadesiyle olumlu geçti. O görüşmeden sonra biz İlham Bey’le ayrıca bir daha görüşmüştük. Aldığım bilgilere göre istikamet üzere gidiliyor ve yakında da inşallah o bölgeyi kapsayacak havalimanın da açılışı yapılacak.

FİNLANDİYA’YA DA İSVEÇ’E DE MASADA ŞARTLARIMIZI ÇOK AÇIK NET SÖYLEDİK

SORU: İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda şartlı bir durum olduğunu belirtmiştiniz. Dün, yeniden şartları yerine getirmek için gerekli adımları atmamaları halinde sürecin dondurulacağını belirttiniz. Hangi durumlarda dondurma sürecinin gerçekleşmesi bekleniyor?

Biz Finlandiya’ya da İsveç’e de NATO Genel Sekreteri’nin de yer aldığı masada şartlarımızı çok açık net söyledik. Gizli, saklı herhangi bir şey yok. Şartımız bu ülkelerin terör örgütlerinin faaliyet ve gösterilerini sonlandırması, ellerindeki teröristleri iade etmesi… Biliyorsunuz PKK/PYD/YPG ve FETÖ’yü terör örgütü olarak burada kayıtlara girdik. Bunları vereceksiniz dedik. Parlamentolarına varıncaya kadar bu terör örgütünü bunlar besliyorlar. Adeta kuluçka yuvası gibi. Böyle bir durum var. Şimdi bunlar bize verdikleri sözü yerine getirmedikleri takdirde bizim de bu işe olumlu bakmamız mümkün değil. Diğer taraftan sağ olsun bizim muhalefet zaten elimizden bütün malzemeleri hemen kapıveriyor! Onlar dediler ki zaten biz bu işe fırsat vermeyiz. Bir defa Yunanistan’ın yeniden NATO’ya girmesinin önünü siz açtınız. Adamlar çıkmıştı, siz tekrar soktunuz içeri. Bunları halkımıza, hele gele gençlerimize anlatmamız lazım. Şu anda maalesef terör noktasında hemen hemen İskandinav ülkelerinin tamamı bu işin kuluçkası. Norveç de böyle. Her ne kadar şu anda Sayın Genel Sekreter oralı olsa da ama maalesef onlar da öyle. En ilerisi Almanya, orada da öyle. Fransa, Hollanda, İskandinav ülkeleri, İngiltere, İtalya öyle. Hepsinde durum bu. Batı’nın şu anda bu konuda konuşacak aslında ne mecali ne hakkı var.

Takip Et
Bildir
guest
Kimse görmeyecek. Yorumunuza cevap yazıldığında bildirim almak için. (İsteğe Bağlı)

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Habere yorum yapabilirsiniz.x