– Çin, Asya Pasifik’te şu an en büyük güç konumuna gelmiş bulunmakta. 1978’den beri dışa açılan bir politika izleyen Çin, çevredeki ülkeleri kendine bağımlı hale getirerek ileride olabilecek bir savaş durumunda kendini garantiye almak istiyor. Sadece kendi bölgesindeki değil Latin Amerika ve Afrika ülkeleriyle de ticari ve askeri ilişkileri geliştirdiler. Afrika’da bunu borçlandırarak kendine bağımlı hale getirerek yaptı.
– Bu gelişmelerin olduğu ortamda ise ABD, Tayvan’a verdiği destek ile kendini Asya Pasifik’te garantiye almak istiyor. Tayvan ise 1949’da bağımsızlığını ilan ettikten sonra Çin-ABD arasında bir gerilim oluşturdu. Tayvan liderinin de ABD ziyareti yapması ile bu gerilim daha da zirveye ulaşmıştı. 1949 yılında Mao Zedong döneminde Tayvan’a kaçan Çinliler burada ülkeyi kurdukları günden itibaren kendilerini bağımsız ilan ettiler fakat bunu Çin tanımak istemiyor.
– ABD, geçtiğimiz günlerde Çin’e karşı Tayvan’a 619 milyon dolarlık bir füze satışı gerçekleştirdi. ABD, Çin’i çevrelemek için burada Tayvan’ı kullanıyor. Bugün Ukrayna-Rusya arasında yaşananlar belki yarın Asya Pasifik’te de yaşanabilir. Tayvan’ı bugün çok az ülke tanıyor, bunun sebebi de Çin’in birçok ülkeyi kendine ekonomik olarak bağımlı hale getirmesi. Bu tüm dengeleri değiştirdi.
– Çin, Kuşak-Yol girişimi ile hem doğrudan yatırım yapıyorlar hem de enerji ve altyapı için önemli bir kaynak oluşturdular. Böylece bölge ülkeleri tarafından güvenli ortak olarak kabul ediliyor. Karayipler ve Latin Amerika ülkelerinden 30 tanesinin 22 tanesi Çin’in kuşak-yol politikasına katılması buna kanıt olarak söylenebilir. Çin ile Latin Amerika ticaret hacmi 26 kat artarak en güvenli hale geldi. 2000-2020 arası 26 kat arttı ve 310 milyar dolar oldu. 2035’te ise 700 milyar dolar olması bekleniyor.
