Anadolu coğrafyası tarihinde yaşanmış büyük depremler (115-1939)

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

13 Aralık 115 tarihinde Antakya’da 7.5 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşiyor ve 260.000 gibi bir kaybın olduğundan bahsediliyor. Cassius Dio, bu depremi “Roma Tarihi” kitabında yazıyor ve Roma İmparatoru Trajan orada sefer sırasında kışladığı için imparatorluğun her yerinden seyahat eden askerler ve birçok siville dolu olarak tanımlıyor. Depremin yüksek bir kükreme sesiyle başladığını ve ardından yerin şiddetli bir şekilde sallanmaya başladığını, ağaçların ve insanların havaya atıldığını, düşen enkaz parçalarıyla çok sayıda insan öldüğünü, pek çok insanın enkaz altında kaldığını, takip eden günlerde artçı depremlerin devam ettiğini, enkaz altında kalanların açlıktan öldüğünü yazmıştır.

20 Mayıs 526 tarihinde Antakya’da 7.0 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşiyor. Bu bölgede yaklaşık olarak 250.000 kişinin bu depremde öldüğünden bahsediliyor. Depremi bir yangın takip etti ve deprem sonrası ayakta kalan binaların çoğunu tahrip ediyor.

14 Mayıs 557 tarihinde Konstantinopolis(İstanbul) şehrinde 6.4 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşiyor. Agathias, İoannis Malalas ve Günah Çıkartıcı Theofanis’in eserlerinde anlatılan bu deprem, Bizans İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopolis’e ve depremlerle sık sık karşılaşılan bölgeye büyük zarar verdi. Daha küçük depremler, sırasıyla, nisan ve ekim ayında olmak üzere, büyük olaydan önce gerçekleşmişti. Aralık ayında ana deprem eşsiz bir gaddarlık ile şehri “neredeyse tamamen yıktı”. Ertesi yıl kubbesinin çöküşüne etkisi olacak şekilde Ayasofya’ya zarar verirken, Konstantinopolis surlarına verdiği zarar Hun işgalcilerin sonraki dönemler kolaylıkla nüfuz edebilmelerine neden oldu.

10 Eylül 1509 tarihinde İstanbul’da 7.2 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşiyor. Tarihsel kayıtlara göre deprem sonucunda Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’da 4000 ila 13000 arasında kişi hayatını kaybetti, 10000’den fazla kişi yaralandı, yaklaşık 1070 hane yıkıldı ve binlerce yapı ağır hasar aldı. Ayrıca depremin ardından oluşan ve yüksekliği bazı yerlerde 6 metreyi aşan tsunami dalgaları şehrin surlarını aşarak güzergahı üzerindeki semtlere ağır hasar verdi. En büyük yıkımın İstanbul’da olduğu depremin etkisi Bolu’dan Edirne’ye kadar hissedildi. Yarattığı ağır hasar sebebiyle halk arasında “Küçük Kıyamet” (Kıyamet-i Suğra) olarak adlandırılan bir deprem.

17 Ağustos 1668 tarihinde Kuzey Anadolu’da 7.8-8.0 arası bir şiddette gerçekleşen depremdir. 17 Ağustos 1668’de sabaha karşı, Kuzey Anadolu Fay Hattının 600 km’lik bir bölümü, büyük bir depremle sarsıldı. Tahmini büyüklüğü 7,8–8,0 Ms aralığındaydı ve Mercalli şiddet ölçeğinde IX’du. Depremin merkez üssü, Ladik Gölü’nün güney kıyısındaydı. En batıda Bolu’dan en doğuda Erzincan’a kadar geniş çapta hasara neden oldu ve yaklaşık 8.000 ölümle sonuçlandı. Bu deprem Türkiye’de kaydedilen en güçlü deprem.

28 Şubat 1855 tarihinde Bursa’da meydana gelen depremdir ve resmi kayıtlara göre büyüklüğü 7.5 ölçülmüştür. Bursa ilinin Mustafakemalpaşa ilçesinde meydana geldi ve bütün Bursa’da ve diğer komşu şehirlerde şiddetli yıkıma sebep oldu. 300 kişi öldü ve binlerce ev ve işyeri harabe oldu ve bazı tarihsel anıtlar ve camileri de içeren yapılar çöktü. Daha sonra yangın şehir içinde yayıldı ve toplam ölü sayısını artırdı. 11 Nisan 1855, 28 Şubat depreminin bir artçı şoku resmi olarak 7,0 büyüklüğünde kaydedildi. Bu artçı şok Gemlik’ten Mudanya’ya kadar olan bölgeyi etkiledi. 1.300 kişi öldü. Bursalı Gökmenzade Hacı Çelebi, Osmanlı Türkçesi ile yazdığı İşaretnüma adlı eserinde bu ve Bursa bölgesinde yaşanmış diğer depremleri aktarır.

27 Aralık 1939 tarihinde merkez üssü Erzincan olan, 7.8 büyüklüğünde meydana gelen depremdir. ABD’liler bu depremi 7.8 olarak kaydettiler ve 32 bin 968 kişi bu depremde hayatını kaybetti. Ölüm oranlarının yüksek olmasının ana nedenleri arasında; zorlu kış şartlarının olması, yardımların ve arama-kurtarma faaliyetlerinin güç koşullar altında yürütülmesi gösterildi. Deprem, 1939 ile 1999 yılları arasında Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelen ve batıya doğru göç eden bir dizi büyük depremin ilki olarak kabul edildi. Büyüklüğü itibarıyla dünyanın sayılı mega depremleri arasında gösterilen Erzincan depremi 8,0 büyüklüğündeki 1668 Kuzey Anadolu depremi ve 7,8 ve 7,5 büyüklüğündeki 2023 Gaziantep-Kahramanmaraş depremlerinden sonra Anadolu’da meydana gelmiş en büyük üçüncü depremdir. Türkiye’nin birinci derece deprem bölgesinde bulunan Erzincan, Kuzey Anadolu deprem kuşağının çok etkin bir bölümü olan Erzincan Ovası içindedir. Tarihi belgelere göre Erzincan son bin yılda 11 kez tümüyle yıkıma uğramıştır. Yerleşmenin bulunduğu zemin, akarsu çökellerinden oluşmuştur. Bu malzeme kentin yukarı kesimlerinde konglomeralaşmıştır. Orta bölümlerde birbirini izleyen çakıl ve kum katmanlarına rastlanır. Bu katmanlar oldukça yerleşmiş ve sıkı yapılıdır. 1939 depreminden sonra yerleşim alanı dışında bırakılmış olan eski şehrin zemini, kalın bir tarihi enkaz örtüsüyle kaplı yerleşmemiş akarsu birikintilerinden oluşmuştur. Erzincan’da bilinen ilk deprem Pontus zamanında olmuştur.

AYKUT FİLİZ

Takip Et
Bildir
guest
Kimse görmeyecek. Yorumunuza cevap yazıldığında bildirim almak için. (İsteğe Bağlı)

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Habere yorum yapabilirsiniz.x