Çağatay Muti yazdı: Türkiye’deki ekonomik krizler!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

            Malumunuz olduğu üzere son birkaç yıldır ülkemiz dahil bölgedeki bütün devletler zorlu bir ekonomik süreçten geçiyor. Her ne kadar Covid-19 pandemisi tüm ülkeleri derinden yaralayıp ülkelerdeki tedarik zincirini bozmuş ve bu durum global ölçekte bir ekonomik sıkıntıya sebep olsa da bölgemizde yaşanan bir takım hadiseler de adeta son yıllarda ekonomik açıdan zorlu neticelere zemin hazırladı. Gerek 15 Temmuz hain darbe girişimi, gerek Gezi ve Hendek Olayları, gerek Suriye ve Irak’ın kuzeyinde terör örgütlerine karşı gerçekleştirilen zorlu ve kapsamlı asgari harekatlar, gerek mülteci sorunu, gerekse de batılı devletler tarafından uygulanan ekonomik operasyonlar derken zaten ciddi manada zorlanan ekonomi bir de pandemi belasıyla adeta ciddi bir kan kaybı yaşadı.

            Ancak bu ülke çok daha beterlerini de gördü a dostlar. Bunu da unutmamak lazım. Bu ülke 2001 Ekonomik Krizi’nde bir gecede gecelik repo faizlerinin %7500 artarak bir gecede iflas eden onbinlerce esnaf ve kobinin varlığına şahit oldu.  Günümüzde ise daha evvelden eşine rastlanılmamış bir ekonomik sıkıntı var. Gelin bugün geçirdiği ekonomik krizlere değinelim.

            Kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti’nin karşılaştı ilk büyük ekonomik kriz 1946 Krizi idi. 1946 yılında 2. Dünya Savaşı’nın etkileri sebebiyle ciddi manada yaşanan global çöküntü neticesinde olan yine TL’ye olmuş ve dönemin CHP hükümeti tarafından develüasyon kararı alınarak 7 Eylül 1946’da Amerikan Doları 1,29 TL seviyesinden 1 gecede 2,80 TL seviyesine çıkarılarak TL 1 gecede yarı yarıya erimişti.

            Akabinde 1958 yılında Kore Savaşı’nın global ekonomide yarattığı olumsuz havadan Türkiye de nasibini almış ve git gide azalan ihracat rakamları neticesinde cari açıkta artma meydana gelmiştir. Bunun akabinde ise döviz artışının önünü kesmek için hükümet bir ilke imza atarak döviz alımlarında vergi alınması kuralını getirerek vatandaşın döviz alarak döviz kurdaki dengenin bozulmasına sebep olmasını engellenmesine çalışmıştır. Bunun neticesinde 1 Dolar için 6,22 TL vergi alınarak 1 ABD Doları, 9,02 TL seviyelerine çıkmıştı.

            Daha sonra 1974 yılında küresel ölçekte meydana gelen petrol fiyatlarındaki artış neticesinde petrol ve türevleri konusunda tamamen dışa bağımlı olan Türkiye yine zarar görmüş ve 1974-1980 yılları arasında yaşanan ekonomik krizde TL %48 değer kaybetmiş, işsizlik %20’lere, enflasyon ise %65’lere çıkarak senelik bazda en derin küçülmelerden biri yaşanmıştır. Bu krizi tam manasıyla iyi yönetemeyen CHP-MSP Koalisyonu’nda Maliye Bakanı olan Deniz BAYKAL’ın ve CHP’nin tutumları neticesinde ekonomi bir türlü toparlanamamıştır. Bunun neticesinde de 1 ABD Doları 1975 yılında 15,30 TL, 1976 yılında 16,83 TL, 1977 yılında 19,64 TL, 1978 yılında 25,50 TL, 1979 yılında ise rekor bir yükseliş ile 35,70 TL seviyelerine kadar ulaşmıştı. Dolardaki bu ani yükseliş ise gelecek seçimlerde CHP’nin ekonomik anlamdaki büyük başarısızlığı olarak akılarda yer etti.

            Daha sonra yaşanan 1980 darbesi her ne kadar ekonomik anlamda ciddi olumsuzluklar doğurarak yabancı yatırımcının gözünde Türkiye’nin imajını zedelese de 1980 sonrasında iktidara gelen Turgut ÖZAL; ekonomik anlamda ciddi hamlelere girişerek bu erimeyi engellemeye çalıştı. 32 Sayılı Kararname ile 1989 yılında dışa dönen ve ekonomik anlamda serbest piyasa ekonomisini iyice benimseyen Türkiye yaralarını biraz biraz sarmaya başlasa da Turgut ÖZAL’ın 1993 yılında ölümü ile bu toparlanma süreci yarım kaldı ve teker geriye doğru sarmaya başladı.

            1990’lı yıllarda ekonomik anlamda her geçen gün daha da kötüye giden ve iç karışıklıklar ile siyasi istikrarsızlıkları ile boğuşup enerjisini tüketen ülkemizde ekonomi adeta içinden çıkılmaz bir hale büründü.

            Nisan 1994 yılında ise Türkiye adeta tarihinin en büyük ekonomik sınavlarından birini yaşadı. Tansu ÇİLLER liderliğindeki dönemin  CHP-DYP-SHP Koalisyonu döneminde TL %73 develüe edilerek 1 ABD Doları 40.000 TL seviyelerine fırlayarak Cumhuriyet tarihinin en hızlı ekonomik küçülmesine, enflasyon artışına ve TL değer kaybına şahit olduk.

            Bu kriz sonucunda liraya sıfır atmak ile meşgul olan koalisyon hükümetleri yaklaşan sıkıntıyı göremediler veya görmek istemediler. Neticesinde de hepimizin bildiği Şubat 2001 Krizi yaşandı.

            Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER ile Başbakan Bülent ECEVİT arasında Milli Güvenlik Kurulu esnasında yaşanan meşhur tartışma sonucunda fırlatılan bir adet Anayasa kitapçığı ekonomiye ağır gelmiş ve zaten telden tutan ekonomi tam anlamıyla çökerek gecelik repo faizleri %7500’leri görmüş, Borsa 1 günde %18,1 düşüş yaşayarak dibe çakılmış, TL 1 gecede %47 delelüe yaşamış, devletin borcu yine 1 gecede 29 Katrilyon artmış ve 1 ABD Doları 1 Milyon TL seviyesini geçerek rekor kırmıştır.

            Yaşanılan 5 büyük ekonomik kriz sonucunda 2001 yılı sonlarında 1 ABD Doları 1 milyon 532 Bin TL seviyelerini geçmiş, borsa dibe çakılmış, cari açık korkunç boyutlara ulaşmıştı.

            Peki 2001 sonrasında ne oldu? Hadi onu da gelecek haftaya bırakalım…

Takip Et
Bildir
guest
Kimse görmeyecek. Yorumunuza cevap yazıldığında bildirim almak için. (İsteğe Bağlı)

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Habere yorum yapabilirsiniz.x