Henüz 50 saatlik uçuş tecrübesi olan Mathias Rust, amatör bir pilot olarak karşımıza çıkıyor. Onun tek bir amacı var, bu da Kızıl Meydan’a inmek. Soğuk savaş dönemi gerek ABD gerekse de Sovyetler için kötü bir dönemdi. Koskoca bir dünya çıkabilecek bir nükleer savaş tehditleriyle korku içerisinde yaşıyordu. Ama artık dünyada bir şeyler değişmeliydi.
19 yaşındaki Mathias Rust, gitmek istediği toprakların yerden 200-40.000 arasındaki mesafeyi tarayabilen radarlarla korunduğunu biliyordu. Yakın zamanda, birçok U-2 casus uçağını düşürdüğünü iddia eden Sovyetler, Güney Kore’den kalkan bir yolcu jetine de hava sahası ihlali gerekçesiyle acımamışlardı.
Zamanında Vikinglerin ve Moğolların işgal ettiği bu topraklar, soğuk savaş döneminde fethedilmesi imkansız bir kale gibi görünmekteydi. Bir dönemler dünyayı ele geçirip kontrol etmek isteyen iki hükümdar(hitler-napolyon), karlar ülkesinin topraklarına dayanmış ancak istedikleri sonucu alamadıkları için bedelini hayatlarıyla ödemişlerdir.
Mathias Rust’ın rotasında, İzlanda buzullarını aşıp, Norveç’in yüksek dağlarının gölgesinde uçup, Finlandiya üzerinden süzülüp, karlar ülkesinin başkenti Moskova’nın Kızıl Meydanı’na huzurlu iniş yapmak düşüncesi vardı. Küçücük bir uçak ve 19 yaşındaki amatör pilot, 250 milyon Sovyet halkına çok ağır bir trajedi yaşatmıştı. Rust, uçağını sadece yerden 100 metre kadar yüksekten uçurmuştu. Sovyetler Birliği’nin o çok değer verdiği hava savunma sistemleri bu durumda, bir çöp olmuştu.
Sovyet halkının gözleri önünde, Kızıl Meydan’a inmeyi başaran uçak, dünyanın dört yanında büyük bir sansasyonel durum yaratmıştı. Gorbaçov’un beklediği müjdeli haber, nihayet gerçekleşmişti. Tüm dünyanın kaderi yeni baştan yazılacaktı. Bu olay Soğuk Savaş döneminin, tarihin tozlu sayfalarına gömülmesini sağlamıştı. 19 yaşındaki amatör bir pilot, tüm dünyanın kaderini küçücük bir uçağı ile değiştirmeyi başarmıştı.
Aykut FİLİZ
